EBEVEYNİMİZE EBEVEYNLİK YAPTIRAN HASTALIK DEMANS

Ebeveyn algımız, biz ebeveyn olsak bile değişmemişken, anne babamızla yaşadıklarımızı henüz çözememişken kapıyı Demans çalınca , ne yapacağımızı bilemeyiz sorun üstüne sorun yaşarız. Çağımızda insan ömrünün uzaması, yaşam kalitesinin artmasına rağmen, yaşla birlikte bilişsel ve yönetsel işlevlerin  bozulması, yaş alan bireylerin  uzayan ömürlerinin  keyfini yeterince  sürememesine, dünyada olup biteni anlayamamasına neden olmaktadır. Demans sadece unutkanlık, hafıza kaybı değildir. Demans kliniğinde, yeni bilgilerin öğrenilmesi ve kayıt edilmesinde sorun olduğu için yakın bellekte belirgin bozulma olurken, aynı zamanda, planlama, organize etme, karar verme, yargılama, hesaplama yetileri de ilerleyici bir şekilde bozulur. Yaşadığı çevreye dair algısı bozulan ve yetiyitimi gelişen hastada, zamanla davranışsal ve ruhsal bozukluklar da tabloya eşlik eder.

Demansın en sık görülen türü Alzheimer’dir, ayrıca Lewy cisimcikli demans,Frontotemporal  tip demans, Vasküler tip demans, Creutzfeld tip demans, Parkinson hastalığı demansı gibi türleri de bazen benzer bazen de farklı klinik tablolar ile karşımıza çıkar.

Demansın başlangıç safhasında bazı hastalarda içe kapanma, kimseyle  konuşmama, yemeden içmeden kesilme, depresif duygudurum, uyku bozuklukları gibi depresyonu düşündürecek bulgular olabileceği gibi, bazılarında da davranış bozuklukları cinsellikle aşırı uğraş, temizlik takıntıları ve uğraşları, çöp toplama, gereksiz eşyaları biriktirme, küfürlü ve cinsel içerikli konuşma, bir kelimeyi bulamama o kelimeyi dolaylı yoldan anlatma örneğin elimdeki kalem gösterip bu ne diye sorduğumuzda “şeyyy, şey işte, yazı, yazar, yazı yazılır, yazı yazarken kullanılır” diye anlatır da kalem olduğunu söylemesi çok uzun sürebilir.

Demans başlarken hasta yakınları bu durumu pek kabullenmek istemezler. Yok yere büyükleriyle tartışmaya girip kalplerini kırabilirler. “Senden benden akıllı 50 yıl önceki askerliğini hatırlıyor, düğününde kaynanasının söylediklerini hatırlıyor, bunun hafızası gayet yerinde bizimle dalga geçiyor” şeklinde hasta yakınlarının serzenişlerine sıkça tanık oluruz.

Zaman ilerledikçe demans da ilerler. Kısa süreli bellek daha da bozulur az önce söyleneni hatırlamakta güçlük çeker Unutkanlığı nedeniyle çevresiyle iletişimi bozulan birey daha da içe kapanır. Bu durum uyaran azlığına yol açacağından demans belirtileri daha da kötüleşir. Konuşma yetisi daha da bozulur, belleği daha da zayıflar. Yani hasta bir kısır döngünün içine girer. Yeme alışkanlıkları değişir.  Sürekli aynı tip yemek yeme, abur cubur tüketiminde artma, iştah azlığı ya da aşırı iştah artışı, yediğini unutup aynı öğünü birkaç kez yeme gibi davranışlar hastada beslenme bozukluğuna bağlı gelişen yeni sorunlara yol açar.

Özbakımda giderek azalma , banyo yapmak, tıraş olmaktan kaçınma hatta bunlar için sorun çıkarma gibi durumlarla çok sık karşılaşılır

Eşyalarının yeri değiştiğinde ya da eşyalarını  birilerine verdiğinde bunları unutup çok yakınlarını bile hırsızlıkla suçlayabilir. Cinsel dürtülerini denetleme sorunu yaşayabilirler, bakıcılarına ya da çevresinde bulunan genç bireylere uygunsuz cinsel davranışlarda bulunabilir, bu yüzden yasal sorunlar bile yaşayabilirler. Evden çıkıp gitme, kaybolma aile bireylerinin en fazla endişelendiren durumlardan biridir. Tablo ilerledikçe anlamsız konuşmalar, ya çok konuşma ya da hiç konuşmama, çevresindekileri tanıyamama, halüsinasyon görme, sesler duyma, kendi kendine konuşma, tarifleyemediği korkular, saldırgan davranışlarla artık başa çıkılmakta zorlanır ve hasta hem kendisine hem de çevresine zarar verme riski taşır.

İleri evre demansta hastanın motor becerileri de iyice bozulur. Hastanın  desteksiz yürümesi güçleşir, denge kaybı ve düşmeler çok sık görülür. Yeterli önlem alınmazsa düşme sonucu kırıklar ve bedenin çeşitli yerlerindeki travmalar meydana gelir. Ayrıca hastanın hayatnı riske atabilecek bir başka durum da özellikle yutma refleksinin  bozulmasıdır. Yediği içtiği şeylerin sıkça nefes borusuna kaçması hem akciğer enfeksiyonlarına hem de ani ölümlere yol açabilir.

NELER YAPILMALI?

Erken ve orta  evrede Kişiye sıkı sık tarih gün ay ve yıl olarak hatırlatılmalıdır .Bu durum zaman oryantasyonu bozulmakta olan hastanın bir süreliğine de olsa zaman oryantasyonunu güncellemek. Sanki yeni bir dil öğretiyormuşçasına, yaptığı, yapacağı her eylemi isimlendirerek anlatmalıdır. Örneğin; “yemek yer misin?” yerine “ domates çorbası yanında bir dilim ekmek de yer misin?”  şeklinde sorulmalıdır. Burada amaç cisimlerin eşyaların ismini hatırlama güçlüğü  çeken hastaya isim bulma konusunda yardımcı olmak.

Eşyalarını koyduğu yeri değiştirmemeye ,günlük rutinlerini aksatmamaya özen gösterilmeli zorunlu bir değişiklik yapılacaksa önceden haber verip belli araklıklarla hatırlatılmalıdır

Olabildiğince günlük yaşamdan kopmamasına olanak sağlanmalıdır. Yeti yitimini önlemek ya da geciktirmek için basit görevler verilmeli, çamaşırlarda çorap eşleştirme, fasulye, bezelye, barbunya ayıklama, örgü örme, boncuk dizme  gibi gibi aktiviteler hem kaslarının çalışmasına hem de  hala bir işe yarıyor duygusu yaşamasına yardımcı olur.

DEMANS TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ ? DÜZELİR Mİ?  demans maalesef tam olarak iyileşmez ,ilerleyici bir bozukluktur,  ancak tedavi ile hastalığın ilerleme hızı yavaşlatılabilir, komplikasyonların gelişmesi önlenebilir. Tedavi ile hasta ve yakınlarının, bakım verenlerin yaşam kalitesi artar. Demans multidisipliner dediğimiz bir yaklaşımla tedavi edilmelidir. Yani ; bu süreçte hasta, tüm doktorların işbirliği ile takip edilmelidir.

Öncelikle beyin görüntülemesi ve organik sebeplerin araştırılması için nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmeli, eşlik eden depresyon, duygudurum bozukluğu, uyku bozukluğu, paranoya gibi düşünce bozukluğu ajitasyon, ekistasyon(saldırganlık) davranış bozukluklarının  tedavisi için psikiyatrist tarafından, eşlik eden diğer hastalıkları için ilgili uzman doktor tarafından tedavi edilmelidir.

 PANDORA’NIN KUTUSU

Aile büyüklerinden birinin demans tanısı almasıyla “Pandora’nın Kutusu” açılır. Aile dinamikleri temelinden sarsılabilir. bu dönemde  aile fertleri değişim sürecine girer, yıllardır üstü örtülmüş sorunların açığa çıktığı,  içinde birikenlerin faiziyle birlikte ödetilmeye hazır hesaplaşma süreçleri başlar.

Yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun 2008 yapımı “Pandora’nın Kutusu” filmde anneleri demans olan üç kardeşin birbirinden ayrı hayatlar yaşarken, apayrı sorunlarla boğuşurken, birdenbire annelerinin kaybolmasıyla birlikte zorunlu olarak biraya gelmeleri ve bu süreçte hem   birbirleriyle hem anneleriyle hem de kendileriyle olan ilişkilerine tanık oluruz. Bu filmde süreçte yaşanan sorunların aile dinamiklerine olan etkisi çok güzel işlenmiş. İzlemenizi önerir, yorumlarınızı beklerim.

Zehra Sacide Üstünsoy Çobanoğu

Psikiyatrist&Psikoterapist

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir